Kadir Uğur YILMAZ

Yine Mi 12 Eylül? Aynı Senaryo, Yeni Aktörler

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün Türkiye’de yaşadıklarımız, tesadüf değil. Tıpkı 1980’e giden süreçte olduğu gibi sokakta, ekranda, sosyal medyada sistematik bir kutuplaştırma politikası izleniyor. O dönem sağ-sol çatışması üzerinden yürütülen plan, bugün Türk-Kürt gerilimi üzerinden devreye alındı. Amaç aynı: Türkiye’yi kaosa sürüklemek, halkı birbirine düşürmek ve nihayetinde “düzen getirici” kılığında postalları yeniden devreye sokmak.

Hatırlayalım: 12 Eylül 1980 sabahı ordu yönetime el koydu. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve ekibi darbe yaptığında, CIA’nın Ankara istasyon şefi Paul Henze, Washington’a “Bizim çocuklar başardı” diye telgraf geçti. Bu ifade her şeyi özetliyordu. Darbe, bir NATO projesiydi. Gladio’nun bizzat yönettiği, CIA tarafından fonlanan bu kanlı sürecin altyapısı, yıllar öncesinden sağ ve sol gençlerin sokak ortasında birbirine kırdırılmasıyla hazırlanmıştı. Şimdi aynısı, farklı bir paravanla tekrar sahnede.

Bu kez senaryoyu Türk-Kürt çatışması üzerinden servis ediyorlar. Her gün yeni bir provokasyon, her gün sosyal medyada halkı galeyana getirecek paylaşımlar, hedef gösteren hesaplar, ayrımcılığı körükleyen sahte kimlikli troller… Kırmanç, Zaza ve vatansever etnik kardeşlerimizi potansiyel hain gibi göstermek isteyenler de, Türk milletine ırkçı yaftası yapıştırmaya çalışanlar da aynı odaktan besleniyor: Gladio’nun güncel versiyonu.

Sokaktaki insanın kutuplaşması, siyasi arenada karşılıklı tehdit dilinin büyümesi, her açıklamanın yangına körükle gitmesi; hepsi planlı. Çünkü milletin ortak aklı ve sağduyusu, bu oyunu bozacak tek güçtür. Bu yüzden provokasyonlara kapılmamak, devlet aklıyla hareket etmek elzemdir.

İktidar ve muhalefetin tavrı da artık belirleyici olacaktır. Eğer siyasi irade seçim kararı alırsa, ya da buna mecbur kalırsa, halk sandıkta bu kör döngüyü bozabilir. Bugünkü iktidarın kontrolü kaybettiği ortada. Ekonomik çöküş, dış politikada tutarsızlık, kurumların çürümesi ve her alanda liyakatsizlik; zaten çöküşü hızlandırıyor. Ancak bu çöküşün bedeli, bir iç çatışma veya olağanüstü halle ödenmemelidir.

12 Eylül’de askeri darbe yapılmadan önce 5.000’e yakın insan sokak ortasında öldürüldü. O yıllarda CIA’nın Türkiye masasında görevli subaylar, bu kaosun yeterli kıvama gelip gelmediğini notlarla değerlendiriyordu. Bugün aynı yapılar, Türkiye’yi yeniden test ediyor. Sığınmacı meselesiyle sosyolojik zemin çatlatıldı, ekonomiyle sosyal sınıflar ayrıştırıldı, şimdi de etnik fay hattı kaşınıyor.

Yapılması gereken bellidir. Etkin bir terörle mücadele süreci başlatılmalı, sınırlarımız kevgire dönmekten çıkarılmalı, MİT’in sahada daha aktif olduğu, TSK’nın siyasi hesaplara alet edilmediği bir devlet refleksi gösterilmelidir. Aynı zamanda, milletin iradesini gasp edecek hiçbir müdahaleye geçit verilmemeli, milletle hesaplaşmak isteyen hiçbir odak siyaseti paravan olarak kullanmamalıdır.

Unutulmasın, 12 Eylül bir askeri darbeydi ama asıl hedefi Türkiye’nin bağımsızlık çizgisiydi. Bugün de hedef aynıdır. O gün darbe yapanlar “Atatürkçülük” kisvesine bürünmüşlerdi, bugün başka maskelerle karşımıza çıkıyorlar.

Millet, bu oyunu bir kez daha bozmalıdır.

Kadir Uğur Yılmaz

Siyasi Analist – Köşe Yazarı

kadiruguryilmaz.com.tr

Yine Mi 12 Eylül? Aynı Senaryo, Yeni Aktörler

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!