Mansur Yavaş’ın “adayım, olabilirim, öndeyim” diyerek sürdürdüğü muğlak dil, Özgür Özel’in “ön seçim” hamlesi, CHP’nin Ekrem İmamoğlu’nu tek aday ilan etmesi… Bu tablo, muhalefetin içine düştüğü stratejik kaosu özetliyor. Peki bu labirentte kaybolan muhalefetin rotası, kime hizmet ediyor?
### Muğlaklığın Siyaseti: Mansur Yavaş’ın İki Ateş Arasındaki Dengesi
Mansur Yavaş, “CHP’nin kararına uyarım” diyerek partinin yanında olduğunu vurgularken, aynı anda “anketlerde öndeyim” mesajıyla da milliyetçi-muhafazakar seçmene göz kırpıyor. Bu ikili dil, bir yandan CHP tabanını “biz birlikteyiz” diye teskin ederken, diğer yandan kendi siyasi geleceğini garantiye almak için alternatif kanalları açık tutma çabası. Peki bu manevra, CHP’lilere “güven verip” sonrasında adaylıkla sürpriz yaparsa ne olacak? Ya da tam tersi, aday olmazsa İYİ Parti ve milliyetçi seçmen ne hissedecek? **İki tarafı da idare etme siyaseti, eninde sonunda iki tarafı da kaybetme riskini taşır.**
### CHP’nin İmamoğlu Vurgusu: Zafer mi, Kör Dövüşü mü?
CHP, “adayımız İmamoğlu” diyerek net bir tavır alsa da, bu kararın arka planında Yavaş’la yaşanan gerilimlerin izi var. İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının “adaylık gerilimi”, 2019’daki “ortak zafer” ruhunu tüketiyor. Özgür Özel’in “ön seçim” fikri ise parti içinde bile tam anlamıyla karşılık bulamadı. **CHP, kendi içindeki koordinasyonsuzluğu gideremeden, Erdoğan’a karşı nasıl bir cephe kuracak?**
### Üç Aday, Bir Kazanan: Erdoğan’ın Matematiği
Diyelim ki Mansur Yavaş, CHP’nin kararına rağmen “ben de adayım” dedi. Bu durumda, Erdoğan’a karşı İmamoğlu, Yavaş ve Ahmet Yılmaz’ın yarıştığı bir tablo çıkacak ortaya. Erdoğan’ın %40’lık katı desteği düşünüldüğünde, muhalefetin oyları bölünürse ikinci turda Erdoğan’ın karşısına kim çıkabilir?
Türkiye’nin kutuplaşmış siyasetinde, muhalefetin oy dağılımındaki her %1’lik kayıp, Erdoğan’ın ikinci turda rahat nefes alması demek. 2018’deki “ittifak ruhu” kaybolduğunda, 2023’teki “aday krizi”nin tekrarlanması kaçınılmaz. **Muhalefet, kendi içindeki liderlik rekabetini dizginleyemezse, Erdoğan’ın zaferi bir kez daha “muhalefetin armağanı” olacak.**
### Sonuç Yerine: Muhalefetin Varoluş Krizi
Bu tabloda asıl soru şu: Muhalefet, Erdoğan’ı yenmek için mi yarışıyor, yoksa kendi içindeki güç mücadelesi için mi? Mansur Yavaş’ın “gizli adaylık” stratejisi, Ekrem İmamoğlu’nun “tek aday” ısrarı ve CHP’nin bu ikilemi yönetemeyişi, muhalefetin **“amaç” ile “araç”** arasındaki karmaşasını gösteriyor.
Unutulmasın: Erdoğan’ın en büyük şansı, muhalefetin kendi içinde kaybetmesidir. Muhalefet, lider egolarını dizginleyip tek bir hedefe odaklanmadığı sürece, bu labirentten çıkış yolu bulamaz. **Siyaset; belirsizlikle değil, netlikle kazanılır.** Aksi takdirde, kazanan yine “tek aday”ını çoktan belirlemiş olan taraf olacak.