Kadir Uğur YILMAZ

İran’ın Korkulu Rüyası: Güney Azerbaycan Direnişi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İran’ın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kaynayan bir kazan var. Ekonomi çöküyor, halk yoksullaşıyor, rejime olan güven azalıyor. Ama bunların içinde en büyük korku, yıllardır baskı altında tutulan Türklerin uyanışı… Güney Azerbaycan’da yaşanan direniş, artık İran’ın bölünme sürecine girip girmediği sorusunu akıllara getiriyor.

Peki, gerçekten İran bölünebilir mi?

Bir Milletin Sessiz Çığlığı

Güney Azerbaycan Türkleri, İran’ın en büyük ikinci etnik grubu. Fars milliyetçiliğinin gölgesinde bırakılan, dili yasaklanan, kültürü silinmeye çalışılan milyonlarca insan… Ama tarih gösteriyor ki, bir milletin kimliğini yok sayarak onu sonsuza kadar susturamazsınız. 1925’ten beri devam eden Farslaştırma politikaları, artık işlemez hale geldi. Tahran rejimi, ekonomik kriz ve siyasal çalkantılar içinde debelenirken, Güney Azerbaycan Türkleri sesini daha gür çıkarıyor.

Geçmişte sadece kültürel haklar için mücadele eden Güney Azerbaycanlılar, bugün artık siyasi ve hatta bağımsızlık taleplerini daha yüksek sesle dillendiriyor. Özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Karabağ zaferi, İran’daki Türkler için bir özgüven patlaması yarattı. “Eğer onlar başardıysa, biz neden başarmayalım?” sorusu, artık Tahran’ın kabusu olmuş durumda.

Rejim Duvara Tosladı

İran, tarihinin en kırılgan dönemlerinden birini yaşıyor. Ekonomik kriz, yaptırımlar, iç çatışmalar ve sosyal huzursuzluklar artık bastırılamaz hale geldi. Rejim, mollaların baskıcı politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor, ama ayaklarının altındaki zemin giderek kayıyor.

Ve en büyük tehdit, sadece Güney Azerbaycan değil… Beluçlar, Kürtler, Araplar da ayakta. İran, birçok farklı etnik grubun yaşadığı çok parçalı bir yapı. Eğer Güney Azerbaycan kıvılcımı yangına dönüşürse, bu yangın sadece Tebriz’de değil, İran’ın dört bir yanında büyüyecek.

Bölünme Kaçınılmaz mı?

Güney Azerbaycan’daki direnişin İran’ı bölüp bölmeyeceği birkaç faktöre bağlı:

Ekonomik çöküş: İran’daki rejim, ekonomik kriz derinleştikçe daha fazla baskıya başvuruyor. Ama tarih gösteriyor ki, baskı bir noktadan sonra ters teper. Eğer İran ekonomik olarak tamamen çöküşe girerse, bu etnik hareketleri daha da güçlendirecektir.

Bölgesel dinamikler: Azerbaycan Cumhuriyeti’nin tutumu burada belirleyici olacak. Bakü, uzun süre Güney Azerbaycan meselesine temkinli yaklaştı, ancak son yıllarda söylemini sertleştirdi. Eğer Azerbaycan açıkça destek vermeye başlarsa, İran için tehlike çanları daha da hızlı çalar.

Batı’nın stratejisi: ABD ve Batı, İran’ı zayıflatma politikalarını sürdürüyor. Eğer İran’ın bölünmesi Batı’nın işine gelirse, bu sürece destek verecekleri aşikar. Ancak Batı’nın İran’ı tamamen parçalamak yerine, yönetilebilir bir zayıflık içinde bırakmayı tercih edeceğini unutmamak gerek.

Son Söz

Güney Azerbaycan’da yükselen dalga, İran’ı derinden sarsıyor. Bu dalganın nereye varacağı, hem bölgesel güçlerin tutumuna hem de İran’ın kendi iç çalkantılarına bağlı. Ama şu bir gerçek ki, İran’ın bölünmez olduğu iddiası artık eskisi kadar güçlü değil. Eğer rejim daha da zayıflarsa ve Azerbaycan Türkleri siyasi olarak örgütlenirse, Tahran’ı zor günler bekliyor.

İran’ın en büyük korkusu, bir milletin yeniden ayağa kalkmasıdır. Ve bu korku, her geçen gün gerçeğe dönüşüyor…

İran’ın Korkulu Rüyası: Güney Azerbaycan Direnişi

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!