Emek Hırsızlarına Dair…
Yıllarımı verdim. Ülkenin dört bir yanında kanaat önderleriyle, STK başkanlarıyla, siyasetçilerle, çiftçilerle, köylülerle, çobanlarla konuştum. Onları dinledim, fikirlerini anlamaya çalıştım. Hepsini bir bir raporladım, projelendirdim, özetledim ve bu millete emanet ettim. Peki sonuç ne oldu?
Siz, hırsızlıktan başka meziyeti olmayanlar… Sizin hiç mi ahlâkınız yok? Hiç mi adamlık kalmadı içinizde? Bir insanın emeğini çalmak, onu hiçe saymak, sonra da sanki kendi fikrinizmiş gibi ortalıkta dolanmak… Hangi değer yargınız buna izin veriyor?
Evladınıza bırakabileceğiniz en kıymetli miras, şerefli bir hayat ve namuslu bir isimdir. Ama sizin gibiler için bunların hiçbir önemi yok. Birinin size güvenmesi, sırtını dönmesi, size bir emaneti teslim etmesi sizin için sadece bir fırsat. O güveni yıkmak, o emanete ihanet etmek, sizin için meziyet.
Biliyorum, sizde zerre kadar şahsiyet yok. İşiniz gücünüz yalan, dolan, fırıldaklık! Ülkücüyüm diye gezmeyin artık! Ülkücülük, milliyetçilik, vatanseverlik sizin ağzınıza yakışmaz. Gezin, gezin… Zaten birbirinizden farkınız yok.
Ama bilin ki, emek hırsızlığı ile bir yere varamazsınız. Başkasının emeğiyle kurduğunuz taht, bir gün yıkılır. O gün geldiğinde, arkanızda sadece kötü bir isim, itibarsız bir geçmiş ve kimsenin yüzüne bakamayacağınız bir hayat kalır. İşte o zaman, sizden tiksinen insanların arasına karışmaya bile yüzünüz o
lmayacak!
