Kadir Uğur YILMAZ

AKP’NİN ÇÖKÜŞÜ VE YENİ DÜZENİN AYAK SESLERİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de iktidar değişimleri hiçbir zaman yalnızca sandıkta olmaz, asıl mücadele devletin içinde, sermaye gruplarında ve bürokraside yaşanır. Şimdi de benzer bir süreci yaşıyoruz. AK Parti’nin yıllardır beslediği, büyüttüğü, ihya ettiği kadrolar, Erdoğan sonrası için kendilerine yeni limanlar arıyor. Bugün artık AKP içindeki pek çok bürokrat ve belediye başkanı, geçmişin yüklerinden kurtulmanın, iktidarın nimetlerinden mahrum kalmamanın yollarını arıyor. Kısacası, düne kadar Erdoğan’ın yanında dizilenler, bugün birer birer yeni iktidar projelerine yanaşıyor.

Özellikle büyük sermaye grupları, daha doğrusu “beşli çete” olarak adlandırılan inşaat baronları, kimin geleceğini çok iyi okuyan profesyonel aktörlerdir. Bugün onların gözünde İmamoğlu, Karadeniz ekolünü devam ettirebilecek ve kendileriyle iş yapmaya devam edecek en güçlü aday olarak görülüyor. Hatta bazı projelerin şimdiden İstanbul Büyükşehir Belediyesi eliyle bu gruplara ihale edildiği bile konuşuluyor. Yani, Erdoğan’ın yerini alacak isim, şimdiden düzenin aktörleriyle anlaşmış durumda.

Bu oyunun en kritik noktası ise şu: İmamoğlu’nun, Erdoğan ve ekibine karşı geçmişi kurcalamayacağına dair “güvenceler” verdiği söyleniyor. Eğer bu doğruysa, Erdoğan ve çevresinin en azından kişisel anlamda bir güvence aldığı, ancak AK Parti’nin iktidarının sona erdiği bir döneme girdiğimiz netleşiyor. Ancak Erdoğan, Türkiye siyasetinde kendisine söylenen her söze hemen inanacak biri değildir. Zamanı geldiğinde, kimlerin saf değiştirdiğini ve kimin ihanet içinde olduğunu en iyi kendisi hesap eder.

Fakat büyük fotoğrafı görmek gerekirse, mesele yalnızca Erdoğan ya da İmamoğlu değil. Küresel sistem, Türkiye’deki iktidarı kontrol eden hangi figür olursa olsun, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) çerçevesinde ülkenin yönünü Batı’nın çıkarları doğrultusunda tutmak istiyor. Erdoğan’a da zamanında bu misyon yüklenmişti, şimdi yeni adaylara ihtiyaç duyuluyor. Sistem kimin oturduğuyla değil, o kişinin nasıl yönettiğiyle ilgilenir. İmamoğlu ya da bir başkası, küresel düzenin Türkiye’deki yeni temsilcisi olarak işlev görecektir.

Bu tablo bize şunu gösteriyor: Erdoğan sonrasına hazırlanan bürokratlar, siyasetçiler ve sermaye grupları, büyük bir hesaplaşma yaşamaktan kaçınıyor ve düzeni aynı şekilde sürdürmek istiyor. Ancak milletin hafızası sandıkları kadar kısa değil. Bugüne kadar kimlerin ne yaptığını, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu herkes görüyor. Eğer sistem değişmezse, hırsızlık, rant düzeni, Batı’ya bağımlılık aynı hızla devam edecek. Değişen tek şey, bu düzeni yöneten isimler olacak.

Sonuç olarak, Türkiye için asıl mesele isimler değil, sistemin ta kendisidir. Eğer bu yapı kırılmaz, milletin iradesi gerçekten devreye girmezse, kimin Cumhurbaşkanı olduğunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü çalanın yanına yine kâr kalacak, küresel projeler tam hız devam edecek ve millet yine figüran olarak kalacaktır. Şimdi asıl soru şu: Millet bu oyuna daha ne kadar sessiz kalacak?

AKP’NİN ÇÖKÜŞÜ VE YENİ DÜZENİN AYAK SESLERİ

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!