Alet Ol Prensibi: Cumhuriyetin Ruhu ve İslam’ın Beş Şartı
Her çağın bir pusulası vardır. Kimi zaman bu pusula ahlaki bir ilke, kimi zaman siyasi bir idealdir. Ancak bugün, hem bireysel hem toplumsal anlamda yolumuzu bulmak için ihtiyaç duyduğumuz en temel pusula Alet Ol Prensibidir. Bu prensip, yalnızca bir öğreti değil, aynı zamanda adaletin, liyakatin, emanetin, tartışmanın ve ortak kararın bir araya geldiği bir hayat düsturudur.
Bu ilkeleri, sadece bir yönetim biçimi ya da ahlaki öğreti olarak görmek eksik olur. Zira bu prensipler, İslam’ın beş şartıyla aynı kökten beslenir. Şehadet, namaz, oruç, zekât ve hac nasıl ki bir Müslümanın temel sorumluluklarını belirliyorsa, adalet, liyakat, emanet, tartışma ve ortak karar da bir devletin ve toplumun temel direklerini oluşturur.
Adalet: Mülkün Temeli
Adalet, bir devleti ayakta tutan en büyük sütundur. Bugün, adaleti yalnızca mahkeme salonlarında değil, sokakta, okulda, iş yerinde aramak zorundayız. Haksızlığa uğrayanın sesi duyulmuyorsa, hukuk zengin ve güçlünün yanında hizalanıyorsa, o toplumun çöküşü mukadderdir. Cumhuriyetin ruhu, adaletin kılıcını herkes için eşit şekilde indirmekle mümkündür.
Liyakat: İşin Ehline Teslimi
Liyakat, sadece bir terfi meselesi değildir; aynı zamanda geleceğimizin teminatıdır. İşin ehli olmayanın yetki sahibi olduğu bir ülkede çürüme kaçınılmazdır. Devletin kadrolarına sadakat değil, ehliyet esas alınmalıdır. Çünkü görev, dostlara dağıtılan bir ödül değil, millete karşı verilen bir emanettir. Liyakatin olmadığı yerde adalet de olmaz, adaletsiz bir yönetim ise yalnızca kaosu besler.
Emanet: Sorumluluğun Ağırlığı
Emanet, bir kişinin değil, tüm bir milletin yüküdür. O koltuklar, kasalar ve yetkiler kimsenin babasının malı değildir. Bize verilen her yetki, millete ve tarihe karşı bir borçtur. Emanete ihanet edenlerin tarihte nasıl anıldığını görmek için fazla geriye gitmeye gerek yok; yakın tarihimiz bile ibret tablolarıyla doludur.
Tartışma: Fikirlerin Çarpıştığı Alan
Tartışmak, zayıflığın değil, düşüncenin gücüdür. Susturulmuş bir toplumda hakikat, çürüyen bir tohum gibidir; filizlenemez. Oysa farklı görüşlerin çarpıştığı her yerde ilerleme vardır. Tartışmaktan korkan bir toplum, hatalarla yüzleşemez; yüzleşemeyen bir toplum ise aynı hataları tekrar eder.
Ortak Karar: Milletin İradesi
Cumhuriyetin en büyük dayanağı, ortak aklın ve millet iradesinin üstünlüğüdür. Tek kişinin, dar bir zümrenin ya da kapalı kapılar ardında alınan kararların değil; halkın iradesiyle şekillenen bir yönetim anlayışı, bir milletin özünü yansıtır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Son Söz: İslam’ın Şartlarıyla Cumhuriyetin Ruhu Buluşuyor
Bu beş ilke, sadece bir yönetim biçiminin değil, aynı zamanda bir inancın, bir ahlakın ve bir medeniyetin temel taşlarıdır. İslam’ın beş şartı nasıl bir Müslümanı inşa ediyorsa, Alet Ol Prensibi de bir milleti ayağa kaldırır.
Adaletle hükmeden, liyakatle yöneten, emaneti ehline veren, tartışmaktan korkmayan ve ortak akılla karar alan bir toplum, ne içeriden ne de dışarıdan yıkılabilir. İşte o zaman cumhuriyetin ruhu, İslam’ın öz değerleriyle yeniden can bulur.
Unutmayalım ki; devlet, adaletle büyür, liyakatle güçlenir, emanetle şereflenip, tartışmayla olgunlaşır
ve ortak kararlarla ebedileşir.