Ugur Turgut ILGAR

TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR (YERSEN)

Bugün bu sözleri içim yanarak yazdım, çünkü artık ortada bireysel bir adaletsizlik değil, doğrudan Türk çocuklarını hedef alan organize bir sistem var. 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin katledilmesi ve faillerin adeta ödüllendirilmesi, bu çürümüş düzenin açık göstergesidir. Artık hukuk sadece lafta; adalet ise susturulmuş, vicdanlar kör edilmiş durumda. Benim öfkem sadece katillere değil, onları koruyan sisteme ve sessiz kalan yöneticilere. Yüksek makamların alçak sahiplerine sesleniyorum: Bir gün bu millet size adalet için başvurduğunda, biz ne göreceğiz, ne duyacağız, ne de affedeceğiz. Çünkü zulmün karşısında susan da, en az zalim kadar suçludur.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yüksek makamların alçak sahiplerine sesleniyorum:

Bir gün gelecek,

Kendi yurdunda zulmettiğiniz Türk milletinden adalet dileneceksiniz.

Biz ise bakmayacağız, görmeyeceğiz, duymayacağız.

Ve asla insaf etmeyeceğiz!

Bugün bu sözleri içim yanarak, tarif edilemez bir kin, bir nefret ve beni en çok sinirlendiren çaresizlik duygusuyla yazıyorum. Çünkü artık ortada adlî bir çürüme değil, doğrudan Türk milletinin çocuklarını hedef alan organize bir adaletsizlik var. Sanki her koldan kuşatılmışız ve saldırı altındaymışız gibi hissediyorum. Hukuk; sadece kitaplarda, sadece kürsülerde ve liyakatsiz yöneticilerin yalaka ağızlarından dökülen cümlelerde kalmış, yeryüzüne inememiş bir kavrama dönüşmüş durumda. Suç işleyeni değil, suç işleyene göz yumanı; mazlumu değil, katili koruyan çürümüş bir sistemin altında yaşıyoruz.

Henüz 14 yaşında bir çocuk: Mattia Ahmet Minguzzi… Kadıköy’de bir pazarda arkadaşlarıyla alışveriş yaparken bıçaklanarak öldürüldü. Katil, çocuk yaşta diye “suça sürüklenen çocuk” statüsünde yargılanıyor. Üstelik bıçak, “yasaklı sınıfa girmiyor” gerekçesiyle cezanın ağırlığı azaltılıyor. Sözüm ona hukukî açıklamalar yapılıyor. Ama kimse sormuyor: Bu katilleri kimler suça sürükledi veya kimler teşvik ediyor?

Annelerin, babaların feryatları isyana dönüşürken, sözde adalet sağlayıcıların sessizliği her geçen gün Türk milletinin devletine karşı kinlenmesine sebep oluyor. Mattia’nın mezarı tahrip edilirken, ailesi tehdit edilirken hukuk yine izliyor.

Türk milletinin her ferdine sesleniyorum:

Bu, bir kişinin başına gelmiş münferit bir vaka değildir. Eskişehir’de 14 yaşındaki millî sporcu evladımız, sekiz kişilik bir güruh tarafından canice dövüldü, görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı, ardından saldırganlar ellerini kollarını sallayarak serbest bırakıldı. Bugün suç işleyen elini kolunu sallayarak dolaşırken, mazlumlar mezarlarda ya da hastanelerde yatıyor. Sözde rehabilitasyon adı altında yapılan uygulamalar, suçu ödüllendirir nitelikteyken, Türk milleti kendi yurdunda resmen bir soykırıma maruz bırakılıyor; sanki cezalandırılıyor gibi.

Kıymetli Türkçüler, bize bir görev düşüyor:

Biz, adaleti sadece yasada değil; vicdanda, karakterde, tarihten gelen millî şuurumuzda ararız. Bizim için adalet, binlerce yıllık devlet geleneğimizin temelidir. Ama bugün o temel çökertiliyor. “Suça sürüklenen çocuk” değil, suça teşvik edilen caniler yaratılıyor. Sistemin koruyup büyüttüğü, ellerini kana bulamaktan korkmayan, hatta özenen ve bununla övünen bu canavarları kim yetiştirdi?

Kimler onları cezalandırılmayacaklarına inandırdı?

Kimler koruyor?

Toplumun önüne “Terörsüz Türkiye”, “Kardeşlik”, “Barış” gibi boş söylemler atılırken, şehirlerin arka sokaklarında Türk çocukları vahşice dövülüyor, öldürülüyor, mezarları bile rahat bırakılmıyor. Ama ne hikmetse, devletin yönetim koltuğunda oturanlar bin odalık saraylarında kulaklarını sokaktan gelen seslere tıkamış; bu konularda sağır, dilsiz, kör. Adaletin terazisi birilerini hiç tartmıyor.

Eğer bu ülkede Türk milletinin can güvenliği kalmadıysa, eğer çocuklarımız artık sokakta bile korunamıyorsa, o zaman bize hukuk değil; sadece tepkisizlik hükmediyor demektir.

Bu ülkenin yargısı, milletin adalet duygusuyla buluşmadıkça huzur tesis edilemez. Failleri değil, mağdurları susturan her sistem çökmeye mahkûmdur.

Biz Türkçüler, mazlum Türk evlatlarının sesi olmaya, susanların sustuğu yerde haykırmalıyız.

Çünkü bu suskunluk büyürse, adalet tamamen yok olur.

Ve unutmayın, adalet bir gün herkese lazım olur.

Dipçe: “Türkiye Bir Hukuk Devletidir”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sık sık dile getirdiği “Türkiye bir hukuk devletidir” ifadesiyle, sistemin hâlâ kuruluş ilkelerine dayandığı imajını pekiştirmeye çalışıyor. Ancak, millî vicdanın yaralandığı bu ağır vakalar zincirinin ardından, bu sözler hem teskin edici hem de sorgulayıcı bir anlam kazanıyor.

Yılmaz Tunç, ağabeyinden aldığı talimatlar doğrultusunda, sokakta hiçbir karşılığı olmamasına rağmen ara ara çıkıp “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” diyor. Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik böylesine gözler önündeyken… Ben, Yılmaz Tunç’un bu sözü düzenli olarak söylemesini “Bir şeyi kırk kere söylersen gerçek olurmuş” felsefesine dayandırdığını düşünüyorum. Aksi takdirde zaten biliyorum: Türk milleti üzerinde kurgulanan, tam manasıyla “yarayı kaşımak” diyebileceğim bir oyun oynanmakta. Bu ifadeyi en az haftada bir kez söylemeniz, Türkiye’yi bir hukuk devleti yapmaz. Uygulamada tam bir adaletsizlik hüküm sürüyor.

Sayın Tunç, kırk bin defa da söyleseniz fark etmez. Çünkü mühür, siz ve sizin gibi bozuk sistemin paslı birer çarkına dönüşmüş, işlevini tamamen yitirmiş, oturduğu makamlara liyakatle değil; sadakatle atanmış bürokratların elinde. Ne zaman ki bu ülke siz ve sizin gibilerden kurtulur, işte o zaman adalet yeniden tesis edilir.

Bu açıklamalar, adaletin toplumsal algısını güvence altına alma çabası olarak görünse de; sistemin, yaşanan trajedilere karşı ne ölçüde duyarlı olduğunu göstermektedir. Çünkü unutulmamalıdır: Sözlerle değil, uygulamalarla hukuk devleti olunabilir.

Son Söz:

Bugün Türk milletine kendi yurdunda zulmü reva görenler, yarın Türk milletinden adalet dileyecekler.

İşte o gün hesaplaşacağız!

Kaynaklar

1. Murder of Mattia Ahmet Minguzzi – Wikipedia (İngilizce)

2. Cumhuriyet – Suç aleti sayılmamıştı, Adalet Bakanlığı açıklama yaptı

3. Euronews Türkçe – Dava duruşması 8 Mayıs’a ertelendi

4. NTV – Minguzzi’nin mezarına saldırı

5. Anadolu Ajansı – Suça sürüklenen çocuklar için yeni düzenleme

TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR (YERSEN)

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!