“Unutmanın Bedeli”
Bugün çalışma masama “Vatan sağ olsun” diyebilen tüm aileler adına oturdum.
Bir acıyı onların yerine yaşamak mümkün mü? Hayır.
Bir anne, bir baba, bir eş, bir evlat kadar derinden hissedebilir miyiz?
Mümkün değil… Ama susmak da mümkün değil.
Bu ülkenin bağrına düşen ateş, yalnızca bir haneyi değil, hepimizi yakıyor.
Eren Bülbül’ün annesinin gözyaşı,
Şenay Aybüke Yalçın’ın öğrencilerinin yarım kalan cümleleri,
Nefize Özsoy’un geride bıraktığı 4 yaşındaki kızı ve doğmamış bebeği,
Şerife Özden’in daha 5 aylık evliyken kara toprağa emanet edilişi…
Bu acıların hangisini hangi cümleyle anlatabiliriz?
Ve şimdi…
Bunca kanın, bunca gözyaşının ardından;
“Kim, hangi vicdanla İmralı’ya gider?
Kim, hangi yüzle katillerle masaya oturur?”
Bu soruyu bu milletin her ferdi yüreğinin en derin yerinde tekrar tekrar soruyor.
—
TARİHLERİN UTANCI,
11 Eylül 1994.
Terör örgütü, birbiri ardına öğretmenlerimizi hedef aldı:
Vedat İnan, Mustafa Kaynarca, Ali İhsan Çetinkaya,
Büminhan Temizkan, Rüstem Şen, Metin Kaynar…
Onların suçu neydi?
Sadece “Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen bir kültürün emanetçisiydiler.
Köy köy dolaşan, yağmurda, çamurda, yoklukta eğitim vermeye çalışan fedakâr insanlardı.
10 Aralık 2016:
Beşiktaş’taki hain saldırıda 39 emniyet mensubu şehit düştü.
Bingöl’de, Van’da, Beytüşşebap’ta;
2015 Iğdır saldırısında 13 polis,
Dargeçit’te, Mardin’de, Hakkâri’de, Şırnak’ta…
Kürt, Türk, asker, polis, çocuk, anne demeden yüzlerce can toprağa düştü.
Bu topraklarda binlerce masum insan, yıllardır aynı örgüt tarafından katledildi.
Bebek arabasında vurulan çocuklar, hamile kadınlar, görev başında şehit düşen polisler, askerler…
Peki şimdi…
Bu kadar acının hesabını kimden soracağız?
Adalet bu halkın önüne nasıl konulacak?
Yıllardır PKK’nın öldürdüğü masumların hakkını kim savunacak?
SORULAR ATEŞTEN AĞIRDIR
Bir milletin adalet duygusu ne zaman örselenirse,
toplumsal vicdan da o zaman yaralanır.
Bugün bu ülkede herkesin aklında tek bir soru var:
“Bunca şehidin, bunca masumun hesabı nasıl ve kim tarafından sorulacak?”
Unutmak kolaydır;
ama unutmanın bedelini ödeyenler,
her sabah boş kalan yataklara bakan anneler,
babasız büyüyen çocuklar,
yarım kalan hayaller olur.
Bu ülkenin hikâyesi, acılarıyla birlikte bizimdir.
Ve bu millet, tarih boyunca olduğu gibi, bugün de tek bir şeyi ister:
Adalet.
Adaletin olmadığı yerde ne barış olur, ne huzur, ne gelecek…
Gülper YİLMAZ
Sevgi ile kalın











