Türk milleti, tarih boyunca kendi egemenlik sınırlarını korumayı bilen bir millettir. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederken yabancı güçlerin hem siyasi hem dini emellerini toprağımız üzerinde uygulamalarına asla izin vermemiştir. Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de aynı kararlılıkla, Türkiye’nin bağımsızlığını ve toplumsal bütünlüğünü korumuş; dış güçlerin dini nüfuz girişimlerini etkisiz bırakmıştır.
Son dönemde gündemde olan Papa 14. Leo’nun İznik ziyareti, bu tarihî çizgiye doğrudan meydan okuyan bir girişimdir. İznik, Hristiyanlık tarihinde Birinci İznik Konsili’ne ev sahipliği yapmış ve kilise birlikteliğinin temellerinin atıldığı kutsal bir merkez olarak öne çıkmaktadır. Papa’nın burada gerçekleştireceği ayin ve sembolik ziyaret, yalnızca tarihî bir hatırlatma değil; Türkiye’nin egemenliği ve toplumsal hassasiyetleri üzerinde doğrudan bir müdahale niteliği taşımaktadır. Bizler, bu ziyaretin masum ve sembolik bir ziyaret olmadığını; altında farklı amaç ve niyetler bulunduğunu görüyor ve buna karşı çıkıyoruz.
Yakın tarihte camilerde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için dua edileceği yönündeki açıklamalara sessiz kalan sözde vatanseverlerin, benzer şekilde bu duruma sessiz kalmalarını anlamak mümkün değildir. Bu ziyaretin ardındaki niyet, geçmişin bir intikamı olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin iç dengelerine, kültürel dokusuna ve ulusal kimliğine yönelik stratejik bir hamle olduğu da açıktır. İznik, tarihî ve dini bir mekân olmanın ötesinde, günümüzde uluslararası görünürlük ve diplomatik etki için kullanılabilecek bir sahneye dönüşmüştür. Papa’nın ziyareti, ekümenik söylemlerle Türkiye’ye yönelik bir “manevi nüfuz operasyonu” niteliğindedir; bunu görmemek körlüktür.
Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk’ün dönemlerinde, benzer durumlarda yabancı güçlerin veya dini otoritelerin topraklarımızda etkinlik göstermesine asla izin verilmemiştir. Bugün de aynı çizgiyi korumak, Türk milleti için bir zorunluluktur. Türkiye’nin egemenliği ve toplumsal bütünlüğü, hiçbir dini veya uluslararası diplomatik gerekçe ile zayıflatılamaz. Papa’nın İznik ziyareti, bu çerçeveye aykırıdır ve ülkemiz açısından ciddi bir tehdittir.
Türkiye’nin bağımsızlığı, Türkçü bakış açısına göre yalnızca tarihî bir miras değil, geleceğimizin güvencesidir. Bu nedenle Papa 14. Leo’nun İznik ziyaretine kesinlikle müsaade edilmemeli; Türkiye, kendi topraklarında hiçbir yabancı dini veya siyasi müdahaleye izin vermeyecek kararlılığı göstermelidir. Tarih bize öğretmiştir: Egemenliğini korumakta tereddüt eden milletler, bağımsızlıklarını ve kültürel kimliklerini kaybeder. Türkiye, Fatih’in ve Atatürk’ün izinden sapmadan, bu ziyaret karşısında tavrını net bir biçimde ortaya koymalıdır.










