Simge ERCİYAS

Atatürk diyor ki;

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüzde olanları alışkanlık haline getirmemek ve hakikat olanı unutmamanın önemi üzerine ‘‘sivil hayatta hatta sosyolojik gerçeklerde’’ siyasetin 86 yıldır verdiği yanlış kararlar neticesinde Türkiye’mizin geldiği son durum açısından biraz güncelleme yapmak ve kendimizi hatırlamak adına bu paylaşımı yapmak istedim.

Umudumu tazelemek istediğimde başvurduğum tek kaynak olan Atatürk ve eserlerinden, her birimizin çıkış yolu bulmasını diler,

Yüce Türk Milletine ve Dünya’ya umut olmasını arzu ederim.

Vatandaşlara gerek Devlet ve hükümetle ve gerek aralarındaki ilişkilere göre var olan görevleri ve hakları ve genellikle Devlet örgütünü öğreten bilgiler, Medeni Bilgiler adı altında toplanmıştır.” (İstanbul 1930)

Atatürk diyor ki;

Millet; dil, kültür ve düşünce birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu siyasi ve sosyal bir heyettir”

Bu münasebetle o tarihte yürürlükte olan Anayasamıza (Teşkilatı Esasiye) dayanarak Atatürk’ün notu şudur:

“Bizim görüşümüze göre siyasi kuvvet, milli irade ve egemenlik, milletin birlik halinde ortak kişiliğine aittir, birdir, bölünemez, ayrılamaz ve bir başkasına verilemez, teslim edilemez” dir.

Egemenlik konusunda ise “Artık bugün demokrasi düşüncesi, sürekli yükselen bir denizi andırmaktadır. 20. yüzyıl birçok zorba hükümetlerin bu denizde boğulduğunu göstermiştir. Demokrasi ilkesi egemenliği kullanan araç ne olursa olsun esas olarak milletin egemenliğe sahip olmasını ve sahip kılmasını gerektirir.”

Atatürk’ün vatandaşlık hak ve görevleri üzerindeki düşünceleri.

Hak ve görev üzerine ise Atatürk diyor ki: “Hakların en birincisi yaşamak hakkıdır, diğer bütün haklar ve bu haklara karşılık görevler, hep yaşamak hakkına dayanır… Şüphe yok ki, insanın yaşamak hakkı, onu diğerlerinin yaşamak hakkına saygı göstermek göreviyle başlar. Yani bir insanın hakkı diğer bir insan için görev olur… Hakkın bulunduğu yerde görev ve görevin bulunduğu yerde hak vardır…İnsanlar sosyal hayatta haklardan ve görevlerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir.’’

Bu ifadelerden sonra diğer önemli bir açıklamada, Hak ve görevi hukuk kurallarının belirlediği ve bunun Devlet tarafından uygulandığıdır.

Atatürk’ün yazısı aynen şöyle: “Yaradılış itibariyle her insan, içinde yaşadığı toplumda hayatın en mutlu, en kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetli olan, kendisinden zayıf olanları yok sayar. Bunun sonucu huzur, rahat, güven ve düzen içinde yaşamak olanaksızdır. İşte insanlar arasında kavga yerine birbirine yardım, karşılıklı saygı, düzen koyan, herkese haklarını ve görevlerini tanıtan hukuk kuralları ve bunların istikrar bulmuş bir şekilde uygulanmasıdır. Bu iş ancak devlet örgütünün ve kuvvetin bulunması sayesinde mümkündür. Devlet herkesin hakkını ve görevlerini belirler. Hiç kimse belirlenen sınır dışında bir hak iddia edemez. Bunun gibi Devletin kendisi de fazla hiçbir görev ile sorumlu tutulamaz.”

Bu konunun sonuna eklenen düşünce ise, bu hakların çiğnenmesi ve görevlerin ciddiye alınmaması, zarara uğrayan hem birey hem de toplum olduğuna göre, bunun uygulanması ve kontrolünün Devlet Kurumuna ait olacağını belirtmiştir.

Atatürk’ün en çok üzerinde kitap okuduğu ve bizleri çalıştırdığı kavramın bir diğeri de “Hürriyet” kelimesidir.

Hürriyet’e ait geniş açıklama yapılmıştır. İfade ve üslup tamamen Atatürk’ündür.

“Hürriyet, insanın düşündüğünü ve dilediğini, başka birinin hiçbir etki ve karışması olmaksızın, kesin olarak yapabilmesidir. Bu tanım Hürriyet kelimesinin en geniş anlamıdır. İnsanlar bu anlamda Hürriyete hiçtir zaman sahip olmamışlardır ve olamazlar. Çünkü bilinir ki insan tabiattan yaratılmışıdır. Tabiatın kendisi dahi kesin hür değildir, tabiat dahi evrenin (kâinatın) kanunlarına tabidir.”

Bundan sonraki açıklamalar ise, tarihsel duruma göre mutlak yönetimlerde (idarelerde) birey hürriyetlerinin tamamen hükümdarın elinde olduğu ve yüzyıllar boyunca bireylerin, kişisel hürriyetleri için mücadele ettikleri anlatılır.

Atatürk’ün yazısında sonuç olarak şu hüküm bulunmaktadır:

Atatürk diyor ki: “Kişisel Haklar görüşünün temeli, şöyle kuruldu: Her türlü hakkın esası bireydir. Çünkü gerçek hür ve sorumlu yaratılmış olan yalnız insandır. Ancak diğer taraftan insanların sosyal ve siyasi oluşumlar halinde bulunması da doğal ve gereklidir. Bu oluşumlar ise kısmen zorunlu ve yazılı yasa hükümlerine göre gelişir.”

Kişisel hürriyeti ve hakkı sağlamak için ise Devletin eksiksiz bir kurum olacağı ileri sürülmektedir.

Bununla birlikte Atatürk’ün bundan sonraki açıklamalarında kişisel hürriyete dayanan sosyal ve çağdaş insan hürriyetini sağlayan kuvvetin ise Devlet yapısında var olması gerektiği ve devletin millete karşı temel görevinin bu olduğu kabul edilmektedir.

Diğer taraftan “Kişisel hürriyetin derecesinin, devletin çalışmasını aksatmaması gerekir. Devletsiz bir toplum veya zayıf bir devlet hayatının sonucu, herkesin herkese karşı mücadelesi ile sonuçlanır. Bu mücadele sonucunda, çoğunluğun hürriyetini boğmayacak şekilde değişiklik yapmak zorunluluğu doğar. Bu zorunlu değişiklik durumu, kişinin sorumluluğu girişimine ve gelişimine zarar verecek dereceye de götürülmemelidir.’’

Anayasa’nın 68’inci maddesinde (Teşkilatı Esasiye)

“Her Türk hür doğar, hür yaşar’’ maddesinin tekrarından sonra Atatürk şu hükme ulaşmaktadır:

“Türkler demokrat, hür ve sorumlu vatandaşlardır.”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları ve sahipleri bizzat kendileridir.’’

Bu cümlesiyle Atatürk millet bütününe değer vermenin en güzel örneğini vermiş olmaktadır.

Başka bir yazısında, şöyle bir ifade kullanılmaktadır:

Demokrasi, vatandaşın hayatını yaşamasını ve her türlü kişisel ve toplumsal görevlerini yapması, hürriyet ve imkânlarını hazır hale getirir.’’

Atatürk bu düşünceleri, kendi üslubuna göre ifade ederken “Hürriyet” kavramı içinde “medeni vatandaş” olmanın esaslarını ve ilkelerini açıklamaktadır.

Örneğin yine “bir milletin kültürü yükseldikçe, kişisel hürriyetin uygulama alanları genişler ve çoğalır. Çeşitli şekilde birbirinden ayrı ve bağımsız kişisel hürriyetler meydana çıkar. Bu hürriyetler içerik ve doğal özelliklerine göre iki gruba ayrılırlar.

1-   Kişisel Hürriyet

2-   Toplumsal Hürriyet.

İkinci grupta özellikle Basın Hürriyeti ve basının kamuoyu üzerindeki rolü oldukça uzun bir şekilde açıklanmıştır.

Ancak, esas düşünce şu cümlede özetlenmiştir:

“En büyük gerçekler ve ilerlemeler, düşüncelerin serbest ortaya konması ve düşüncelerin alışverişile meydana çıkar ve yükselir.”

Ancak yine bütün bu yazılarda vatandaşın, her türlü medeni haklar karşısında görev ve sorumluluğunun olduğu düşüncesi de paralel olarak gelişmesi gerektiğini ifade etmiştir.  

Atatürk “Vatandaşların girişim ve sorumluluk duyguları ne kadar gelişirse Devlet için o kadar iyidir,” der.

Hürriyetin bir sonucu olarak vatandaşların eşit haklara sahip olmalarını Anayasa’nın esaslı bir hükmü olarak kabul eden Atatürk;

Eşitlikten amaç, yasalar önündeki haklarda eşitliktir.” demektedir.  

Atatürk’ün “Medeni Bilgiler” sebebiyle kaleme aldığı ve bizleri de çalıştırdığı konularda, Cumhuriyetimize temel olan, ilkeli yasaya ve çağımızın genel hukuk kurallarına uyan esasları da bulunmaktadır.

Buna göre Atatürk, Türk vatandaşına hak tanıdığı yerde, birde görev karşılığını koymak istemiştir. “Tembellik bütün fenalıkların anasıdır” atasözü karşısında çalışmanın kişisel ve toplumsal görev olduğunu belirtmiştir.

Atatürk, vatandaşı, milletin bir bireyi olarak aile, toplum ve devlete karşı görevli sayarken “milletin, medeni insanlığın bir ailesi olması görüşünden bütün insanlığa karşı birtakım görevleri” olduğuna, özellikle dikkat çekmek istemiştir.

Böylece Atatürk, Türk vatandaşının medeni dünyada hür, eşit, görev ve hak sahibi, sorumluluklarının bilincinde olan, kişiler topluluğu olarak, millet bütününü oluşturmasında en büyük medeni özelliği oluşturduklarını savunur ve ekler,

‘‘Millet işlerinde, her birey bilincinin, tek başına çalışır durumda bulunması gerekmektedir.’’

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk yüzyılında görüşmek üzere…

Kaynak: 14 Haziran 1968 Prof Dr. Afet İnan / Medeni Bilgiler Kitabı

Simge Erciyas

Atatürk diyor ki;

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!