Kadir Uğur YILMAZ

Musa’nın Çocukları Muvaffak Oldu mu?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarih, zayıfların başına gelen bir felaket değil; muktedirlerin inşa ettiği bir iradedir.

Ve bugün, bu coğrafyada sormamız gereken en esaslı sorulardan biri şudur:

Musa’nın çocukları muvaffak oldu mu?

Yani; asırlar boyunca kendilerini “seçilmiş” sayanların, tarihe kendi çıkarları üzerinden yön vermek isteyenlerin, fitneyi sistem haline getirenlerin yürüttüğü büyük plan başarıya ulaştı mı?

Bu soru, bir kitabın başlığından öte, bir hafıza sorgusudur.

Anadolu’ya, Türk milletinin hafızasına, bağımsızlık şuuruna yapılan sistematik müdahalelerin bir muhasebesidir.

Anadolu, yeryüzünün en eski kavgasının coğrafyasıdır.

Burada sadece topraklar değil; medeniyetler, fikirler ve kaderler çarpışır.

Musa’nın çocukları…

Tarihin kimi sayfalarında mağdur;

Fakat çoğu zaman, küresel düzenin aklını kurgulayan, sermayesini yöneten, algısını şekillendiren unsurlar olarak karşımıza çıkar.

Bizim meselemiz bir kavmin inancı değildir.

Bizim meselemiz; Anadolu topraklarında, bin yıllık Türk varlığını silmeye çalışan aklın köklerine inmek, isimlerini değil, eylemlerini tahlil etmektir.

Tanzimat’tan itibaren başlayıp Cumhuriyet döneminde vitrin değiştiren ama özünü hiç yitirmeyen bu müdahale, yalnızca devletin değil, milletin de yapısını hedef aldı.

Atatürk, bu tehdidi en erken fark eden devlet adamıydı.

Ekonomide milli iktisat, kültürde dil devrimi, eğitimde halkçılık ilkesini savunurken sadece çağdaşlaşmayı değil, bağımsızlık çizgisini koruyordu.

Çünkü biliyordu ki bağımsızlık, sadece tankla tüfekle değil; harf, kavram ve kimlik üzerinden de tehdit altındaydı.

Peki, bugün geldiğimiz noktada ne görüyoruz?

Türk milleti kendi devletine yabancılaştırılmak isteniyor.

Köküne düşman, tarihine utançla bakan nesiller yetiştiriliyor.

Devlet kademelerine sızan yapılar, milli iradenin yerine vesayet aklını koyuyor.

“Musa’nın çocukları” değilse bile, onların aklıyla iş tutan müstemleke ruhlular iktidar kademelerinde rol alıyor.

O halde tekrar soralım:

Muvaffak oldular mı?

Henüz değil.

Ama tehlike geçmiş de değil.

Çünkü bu milletin ferasetiyle oynanıyor, değerleri sulandırılıyor.

Muvaffak olacaklardı, eğer Türk milleti hafızasını kaybetseydi.

Ama unutmayanlar var.

Unutmayanlar, Gökbörü’yü hatırlıyor.

Unutmayanlar, Orhun’daki sesi duyuyor:

“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, Türk budunu, Türk ilini kim bozabilir?”

Bugün bu sorunun cevabı şudur:

Bu milletin genetiğinde teslimiyet yoktur.

Saldıran akıl, değişmiştir; fakat biz de artık 1908’in, 1920’nin çaresizliğinde değiliz.

Evet, Musa’nın çocukları hesap yaptı.

Ama biz o hesabın üstüne yazılmış kaderin milletiyiz.

Ve unutmasınlar ki:

Bu topraklarda son sözü hep Türk milleti söyler.

Musa’nın Çocukları Muvaffak Oldu mu?

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!