Kadir Uğur YILMAZ

Mahkeme Değil, Psikolojik Harp Sahası

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yine bir mahkeme salonu, ama bu defa adalet terazisinden çok algı operasyonlarının, sembollerin, imajların gölgesinde bir sahne… Baştan açık konuşayım: Ben insanları ne başörtüsüyle ne sakalıyla ne de kravatıyla yargılamam. Ama siyasetin, devlet kurumları üzerinden verdiği mesajları okumayı da bilirim.

Karşımızda bir hâkime… Evet, başı kapalı. Ama öyle rastgele bir örtünme değil bu. Siyasi, ideolojik bir tercihle; yani “türbanla” örtünmüş. Bu tercihin neye işaret ettiğini bilmeyen kaldı mı? Belli bir dünya görüşü, belli bir inanç ve belli bir siyasal misyona bağlılık… Tarafsızlığa gölge düşüren tam da budur. Ve karşısında yargılanan kişi, bu hâkime hanımın temsil ettiği siyasetin gözünde “yok edilmesi gereken Kemalist düşüncenin” bir taşıyıcısı: Ümit Özdağ.

Bu bir yargılama değil, bir semboller savaşı. Bakın bu kareye diyor iktidar: “Laiklerle hesaplaşıyoruz. Atatürkçülüğü zincirledik, mahkeme salonuna getirdik. Size göstere göstere yapıyoruz.” Bu mahkeme kararından daha etkili bir propagandadır. Ve bu mesajı vermek için özenle seçilmiş her detay: Hâkimin cinsiyeti, kıyafeti, duruşu…

Elbette hâkime hanım kişisel olarak adil, hakkaniyetli ve hukukçu olabilir. Kimsenin kişiliğinde değil meselemiz. Bu yazı, adli sürecin hukuksallığı değil, medya eliyle yürütülen psikolojik harbin ta kendisiyle ilgilidir. Bir iktidarın, muhaliflere karşı sembollerle yürüttüğü algı operasyonudur. Erkek bir hâkim bu etkiyi veremezdi. Siyasal örtülü bir kadın yargıç ise; işte orada toplumun bölünmüş fay hatlarına bilinçli bir darbe indirildi. Mahkeme salonu değil burası, milli sinir uçlarına temas eden bir psikolojik harp üssü.

Şimdi yapılmak istenen nettir: Zafer Partililerin direncini test ediyorlar. Ne kadar daha sessiz kalacaklar? Kaç gün daha eylemsiz geçecek? Bu hafta her şey onun üzerine kurulu olacak. Sadece Özdağ’ın değil, Türk milliyetçiliğinin siyasal direnç katsayısı ölçülüyor.

Açık konuşalım: Ümit Özdağ’ı serbest bırakıp bırakmayacakları, bu hafta milliyetçilerin ne yapıp yapmayacaklarına bağlı. Eğer meydanlar sessizse, eğer tepki cılızsa, eğer “birlikteyiz” mesajı sadece sosyal medyada kalıyorsa… Sistem dersini alıyor: “Devam, engel yok.”

Bu bir bireysel dava değil. Bu, milli refleksin ve siyasal organizasyon kabiliyetinin sınandığı bir eşiktir. Ve bu eşiğin aşılması, yalnızca bir kişiyi değil, milliyetçi muhalefetin kaderini belirleyecektir.

Unutmayalım: Bugün mahkemede yargılanan kişi değil, milletin tepkisidir.

Mahkeme Değil, Psikolojik Harp Sahası

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!