Kadir Uğur YILMAZ

KÜRDİSTAN MASALI VE TEHCİRİN KAÇINILMAZ GERÇEĞİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her dönemde bu milletin sırtına hançer saplayan birileri oldu. Kimi zaman din adıyla, kimi zaman özgürlük narasıyla, kimi zaman da etnik kimlik maskesiyle karşımıza çıktılar. Şimdi yine aynı sahnedeyiz. “Kürdistan” diyorlar, “özerklik” diye zırvalıyorlar. Dünkü ağaları şimdi siyasetçi kılığında, Meclis kürsüsünde parmak sallıyor. Devletin ekmeğini yiyip, devletin meşruiyetini hedef alıyorlar.

Güneydoğu şehirlerimizin gerçek demografik yapısı çarpıtılıyor. Bugün Mardin’den Şırnak’a, Musul’dan Kerkük’e kadar uzanan bu coğrafyada yüzlerce yıldır yaşayan Türkmen aşiretleri yok sayılıyor. Sanki bu topraklar sadece Kürtlere aitmiş gibi bir algı inşa ediliyor. Oysa tarih yalan söylemez. Bu bölgelerin asli unsuru, Anadolu’nun öz evlatları olan Türkmenlerdir.

Bakın dikkatle: İsrail haritalarında “Büyük Kürdistan” diye bir utanç çizgisi vardır. PKK’sı, PYD’si, sözde siyasi uzantısı DEM’i… Hepsi bu senaryonun taşeronudur. Amaç açık: Türkiye’yi etnik fay hatları üzerinden bölmek, Güney sınırımıza ikinci bir İsrail kurmaktır. Suriye ve Irak parçalandı. Şimdi sıra Türkiye’ye geldiğini sanıyorlar. Ama unuttukları bir şey var: Bu millet çökmedi, çökmez!

DEM çıkmış “yerinden yönetim” diyor. Açık konuşayım: Bu ifadeler devleti fiilen bölme çağrısıdır. Ülkenin anayasasını tanımayan, Türk milletine aidiyet hissetmeyen, eli kanlı örgütlerle bağını kesmeyen hiçbir yapıya siyaset alanı açılmamalıdır. Özerklik isteyenin cevabı tehcirdir! Bu bir lütuf değil, tarihsel ve hukuki bir zorunluluktur. Lozan’da azınlık statüsü verilmemiş unsurlar bugün kalkıp devlet içinde devlet kuramaz.

Sadece silahlı mücadele yetmez. Toplumsal bir uyanışa ve siyasi kararlılığa da ihtiyaç var. Herkes kimliğini sevebilir, saygı duyarız. Ama Türk kimliğine düşmanlık besleyen hiç kimsenin bu topraklarda hak iddia etmesine tahammülümüz yok. Vatandaşlık aidiyet ister. Anayasa’nın temelini oluşturan “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı her birey Türk’tür” ifadesi boşuna yazılmamıştır.

Artık maskeleri indirmenin vaktidir. Kim bu devlete sadıksa başımızın tacıdır. Ama kim “özerklik”, “Kürdistan”, “ayrılık” diyorsa; ona da tarihten bildiği dili hatırlatmak boynumuzun borcudur. Tehcir bazen bir tercih değil, bir zarurettir. Unutulmasın, devletin beka hakkı vardır ve bu hak, her türlü romantizmin üstündedir.

Bu milletin sabrını sınayanlar, yarın o sabrın kudretiyle tanışır. Vatan bir bütündür, pazarlık konusu değildir. Bu gerçekler karşısında susanlar da en az ihaneti dillendirenler kadar sorumludur.

KÜRDİSTAN MASALI VE TEHCİRİN KAÇINILMAZ GERÇEĞİ

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!