Kadir Uğur YILMAZ

Kurban bayramında “Siyasetin Kurbanı” Özdağ!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Zafer Partisi Özdağ Tutuklandığında Ne Yapmalıydı?

Tarihe not düşelim.

Günü geldiğinde bu ülke, “Ümit Özdağ neden içerideydi?” sorusunun cevabını iddianamelerden değil, vicdanlardan öğrenecek.

Ama başka bir soru daha var:

Zafer Partisi o gün ne yaptı?

Cevabı koca bir hiç.

Peki ne yapmalıydı?

1. Toplu İtiraz ve Eylem

Ümit Özdağ’ın tutuklandığı gün, partinin MYK’sı, il başkanları, milletvekili adayları, yöneticileri ne varsa—

İstanbul Adliyesi’ne gitmeliydi.

“Ümit Özdağ vatan savunması yaptı.

Bu suçsa, biz de aynı fikirdeyiz.

Bu suça ortak olmaya geldik, buyurun, bizi de tutuklayın!”

diyerek, dilekçelerini tek tek aynı savcılığa vermeliydiler.

Bunu gören her Türk genci, her yurtsever, her üniversite öğrencisi, her esnaf—

aynı eylemi kendi şehrindeki adliyede tekrar ederdi.

Kıvılcım buydu.

Bu bir siyasi partinin “varım” deme eylemiydi.

Ama onlar ya “ne olur ne olmaz” dedi,

ya da “daha zamanı değil.”

Ya da açıkça söyleyelim: cesaret edemediler.

2. Sürekli Eylemsel Baskı

Her gün İstanbul’daki Silivri Cezaevi önüne gidilmeliydi.

İktidar partisinin her toplantısına, her mitingine, her açıklamasına karşılık

“Ümit Özdağ neden içeride?”

sorusu sürekli sorulmalıydı.

Meclis grubu yoktu belki ama sokak grubu olabilirdi.

Çünkü meydanı boş bırakırsan, ya muktedir gelir ya da satılık sahte muhalefet.

3. Kısa ve Net Mesaj: “Bu Davaya Ortak Arıyoruz”

Her konuşmada bir cümle yeterdi:

> “Ümit Özdağ bu ülkeyi savunduğu için içerideyse, biz de aynı fikirdeyiz.

Bu suça ortak arıyoruz. Var mısınız?”

Bu slogan Türkiye’deki sessiz çoğunluğu sarstırırdı.

Ama parti yönetimi, çadır kuramadı bile.

Daha ilk sınavda döküldüler.

Sonuç: lider yalnız kaldı, dava sahipsiz bırakıldı.

Ve evet, Ümit Özdağ bir “Siyaset Kurbanı” olarak Boğazı değil ama sesi, yolu, davası kesildi.

Ama daha vahimi, onun kurban edilmesi parti yönetimi tarafından görmezden gelindi.

Siyasi hareket, önderlik krizine değil, sadakat testine girdi o gün.

Ve kaybetti.

Tarihler bunu yazacak:

O gün, lider yattı; ama dava ayağa kalkmadı. Zafer partisi stratejik bir manevra yapamadı yada yapmadı.

Belki de misyonu budur, bilmiyorum. Gerçek olan büyük bir direniş başlatmanın fırsatını kaçırdılar.

Bu konuya ithafen, böyle müslümana hava bile haram yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Böyle Müslümana Hava Bile Haram – Kıssanın Özeti:

Bursa’da bir hayır sahibi bir çeşme yaptırır, ancak üzerine şöyle bir kitabe yazar:

“Her kula helal, Müslümana haram.”

Bu söz halkı ayağa kaldırır, adamı kadıya, sonra padişaha götürürler. Adam der ki:

“Delilim var, ispat ister.”

Önce bir haham, sonra bir papaz tutuklanır. Halk ayağa kalkar, elçiler gelir, protestolar yapılır.

Ama aynı şekilde bir cuma günü bir cami imamı yaka paça götürülünce…

Ne bir ses, ne bir tepki olur.

Üstelik halk dedikoduya başlar:

“Kim bilir ne yaptı da alındı?”

Adam sonunda padişaha döner:

“Ey Sultanım, siz söyleyin… Böyle

Müslümana su helal olur mu?”

Padişah başını sallar:

“Böyle Müslümana, hava bile haram.”

Kurban bayramında “Siyasetin Kurbanı” Özdağ!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Börü Budun Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!