“Adamsanız bunları da yazarsınız!” demiş Mahsun Kırmızıgül. Yazıyoruz. Hem de hiç çekinmeden, hiçbir yerden icazet almadan, vicdanımıza danışarak, kalemimize güvenerek yazıyoruz.
Bugün bu ülkede yolsuzluk deyince, rahatsız olanlar değil; bu pisliği dile getirenler hedefe konuluyor. Mahsun Kırmızıgül gibi yıllarca bu ülkeye katkı sunmuş, kazandığını bu toprağa yatırmış bir sanatçının bile linç edilmesi artık normalleştirildi. Neden? Çünkü sistem, artık hakikati söyleyeni değil, susturanı ödüllendiriyor.
Ama korkmasın Mahsun Kırmızıgül. Biz buradayız.
Gazeteciliği tabela süsü yapıp, her gün yandaş üretmekle meşgul olanlara inat, biz bu mesleğin hâlâ hakikatin peşinden giden bir yönü olduğunu göstereceğiz.
Sadece Mahsun Kırmızıgül’ün değil, her haksızlığa uğrayanın, susturulmak istenenin, iftirayla sindirilmek istenenin sesi olacağız. Çünkü bu mesleğin onuru hâlâ ölmedi. Ve biz o onura sadığız.
Yolsuzluğu terörle eşdeğer gören bir sanatçının sözleri rahatsız ediyorsa, rahatsız olanların kim olduğu bellidir. Bu ülkenin çocuklarının geleceğini çalanlar, sadece banka soymuyor. Umudu, emeği, adaleti gasp ediyor. Ve sonra da çıkıp “terörle mücadele ediyoruz” diye nutuk atıyorlar.
Hayır, biz mücadeleyi çok daha derinlerde görüyoruz. Yolsuzlukla, çürümeyle, iftira düzeniyle, linç kampanyalarıyla hesaplaşmadan bu ülkenin nefes alması mümkün değildir.
Kırmızıgül “Bu ülkeye barış gelse bile, bu kadar yolsuzluk ve adaletsizlikle iflah olmayız” derken tam da bu çürümüşlüğe işaret etti. İşte bu yüzden bu sözlerin üstünü örttürmeyeceğiz.
BörüBudun olarak buradayız.
Kimseden çekinmeden, kalemimizi kiraya vermeden, tehditlere aldırmadan.
Ve Mahsun Bey, size sesleniyoruz:
Evet, o adamlar hâlâ var. O gazeteciler hâlâ var. Biz buradayız. Yazıyoruz. Yazmaya da devam edeceğiz.